Dünya Rakı Haftası ‘24
Fotoğraf Albümü: Celebrating 'Us'
Bu sene 29 Kasım - 8 Aralık Dünya Rakı Haftası.
Biz de Istanbul Elsewhere olarak Yeni Rakı işbirliğiyle Dünya Rakı Haftası’nda her şeyden evvel ‘Biz’i, yani hepimizi kutladığımız fotoğraflardan kocaman bir fotoğraf albümü yapıyoruz:
“Bizim” Fotoğraf Albümümüzü!
Önce İstanbul Elsewhere sayfasında, dünyanın her yerinde “bizimkilerin rakı masası, rakı sohbeti, rakı sahnesi fotoğraflarını topluyoruz. Aralarından her gün seçip instagram hesabımızda yayımlıyoruz. Sonra belirlediğimiz jüri üyeleri ile birlikte, estetik kriterlerimize uygun “en şık fotoğrafları” seçip, 2024 Dünya Rakı Haftası Fotoğraf Albümümüzü hazırlıyoruz.
Bayağı basılı, mis gibi albüm, koleksiyonluk… Dijitali de olacak tabii!
Hemen 2024 içinde çektiğiniz fotoğrafları bir tarayın ya da yeni bir fotoğraf için plan yapın!
Bu albümde sizin de fotoğrafınız olmalı!
"Göstere göstere içiyoruz, çünkü sevgimizi paylaşmaktan çekinmiyoruz"
“Balık ağ veya olta ile değil, rakı ile yakalanır demişti” üstat Ara Güler…
“Biz” bizi iyi biliyoruz. Ta en başından beri hem de... Hani muhabbetin başını duyar gibi oluyor bir de insan: Bir anlatmaya başlasak valla kitap olur “biz”den. Öyle bir "biz" hali yani…
Peki o zaman anlatmaya başlayalım; ama hep beraber, ki cümle alem de görsün biz “kim mişiz”. Hele önce, şöyle güzel bir sofra, rakı sofrası kuralım. Defalarca, keyifle yaptığımız, yapılınca bir kenarına kurulduğumuz tanıdık bildik bir masa: “bizim” masayı… Hani gezegenin neresinde olursa olsun, evde, bahçede, deniz, dere, göl, yani her türlü su kenarında, beyaz masa örtüsü veya gazete nezaretinde, bagaj kaportası veya sandık kasası üzerinde, dünyanın muhabbetini ve “biz”den yana ne varsa herşeyi boca ettiğimiz o masayı yani.
Düşününce ne çok kurup kaldırmış, ne çok ağırlamışız “biz”i, ve sonra ne çok “uğurlamışız” bizi; kimi zaman fiziken, kimi zaman ruhen, kimi zaman da ebediyen. Ama asla eksik etmemişiz seslerini, masadan gidenlerin. Ve kadehler en yükseği, en uzağa gidenlerin ismi anıldığı zaman görmüş.
Velhasıl ne olursa olsun, kim giderse gitsin, “biz” masayı bekliyoruz, ve tarihe, coğrafyaya göstere göstere, içmeye, bize içmeye, bize içlenmeye, hislenmeye, titzlenmeye devam ediyoruz. Çünkü seviyoruz bizi!
O zaman, az biraz es verelim diyoruz! Es verelim ki anı durdurabilelim. Ve her yıl olduğu gibi yılın en şık kadehi “biz”i doldurup, şöyle Şöyle bir Orhan Veli rindinde, bir Zeki Müren ritminde, çiçek abbas bir masada, Madam Despina nezaretinde güzel güzel, çiçek çiçek kurulup, hep birlikte kadraja sıkışalım ve doğuştan sıkıştığımız buralara, bu zamanlara inat birbirimize sokulup, 2024’te kainata en şıkından bir poz verelim istiyoruz.
Ne çok “biz” dedik dimi, e ne yapalım, gayri bu saatten sonra başka da biz bulacak değiliz, o zaman tarihe not düşüyoruz.
Haydi çekiyoruz!
Masamız hazır! Önceki ve sonraki günler bir dursun hele, biz günümüzle iyiyiz şimdi, e rakı da geldiyse masaya, o zaman “biz” de hazırız demektir. O vakit, biri de bir zahmet kadehleri doldursun. Zira önümüzdeki haftalar bize içiyoruz, bizi kutluyoruz!
Herkes çıkıyor değil mi?