Müsadenizle biz biraz “dinleniyoruz”!

2019 Aralık ayında Stoke Newington’da “Ribbons&Taylor Cafe”de bir İstanbul meyhanesi kurarak başladığımız yolculuk araya sayısız pop-up meyhane, online meyhane, festival, toplaşma, çok tanışlık ve nihayetinde “üç günlük meyhane” ve koca bir pandemi alarak 6 yıl boyunca sürdü. Şimdi diyoruz ki, biraz duralım, ve şöyle bir geriye dönüp bakalım; ne yaptık, nasıl yaptık, kiminle yaptık ve en önemlisi “bundan sonra ne yapacağız?” diye…


Videoda anlatıyoruz ama, “yazı” da kalsın burada!

Ne yaptık? Bir kere biz İstanbulluların, şehrimizden uzakta da olsak, nasıl sofra kuracağımızı ve sofrayı da nasıl bir muhabbetle çevireceğimizi gösterdik. Londra ile de sınırlı kalmadık, başka şehirlere yayıldık, kimi zaman sahne kurduk, kimi zaman kurulan sahnelere kulak kabarttık, ama her daim İstanbul Elsewhere’li olduk. Hep “biz”i anlatmaya çalıştık; ve tabii ki “biz”in en iyi poz verdiği yerde, meyhanede, kalkan kadehlerin ve tebessümlerin ışığında, yanına şehrin kadim hikayelerini de ekleyerek…

Nasıl yaptık? En iyi bildiğimiz işlerden bir kaçını yaparak; sofra kurup, yemek yapıp, masayı donatıp, “bizimkileri” çağırarak… Sonra şişeyi açıp, başladık hikayeler anlatmaya, kadeh kadeh İstanbul dolup durduk, kimi zaman tarihe, kimi zaman musikiye, kimi zaman şiire, romana selam çakarak, ve her daim yitirdiklerimizi ve özlediklerimizi anarak… Ama her daim yaşadığımız şehre katmaya çalışarak, yani salt gurbetçilik yapmayarak…

Kiminle yaptık? Şehrin kültürünü, Londra’da ve ötesinde demledik, İstanbulluluk ne menem bir şeymiş, anlamaya, anlatmaya çalıştık, ama o kadar sevmişiz ki muhabbeti, Türkçesizlere anlatalım derken habire birbirimize anlatıp durduk galiba. Olsun, hep dediğimiz gibi; “biz”i pek sevdik, e bu yüzden de Türkçenin keyfine kurulduk ve en çok da “bizimkilerle” beraber yaptık ne yapacaksak…

Çok şey öğrendik; Meyhaneyi, rakı masasını adeta bir laboratuvara çevirdik, müdavim üzerine bir koca rehber yaptık (ama sizinle bir türlü paylaşamadık yakında paylaşırız diye umut ediyoruz). Rakı ve meyhane tarihi, kültürü, ritüeli, melodisi, ve önce şarap kadehi sonra anason kokusu etrafında İstanbul’da asırlarca demlenmiş bu müstakbel İstanbulluk kıymetinin üstünde titizlenip durduk… 

Videonun tamamını izleseniz ve peşi sıra da katkı verseniz ne güzel olur! Zira biz kendimizce, bunca yıllık deneyimimizden çıkardığımızı paylaşıyoruz, eksik fazla, gerisi şehrin asli “müdavimlerinin” izleyip, muhabbet etmesine kalmış. Ama hadi şuraya minik de olsa bir bukle koyalım… 

Bu evrende geçirdiği 6 yıldan mütevellit haliyle İstanbul Elsewhere’i “nitelikli” istirahate alıyoruz; önce biraz sessizlik olsun, sonrasında daha güzel söz, saz ve repertuarla geri dönecektir. Zira masa da, muhabbet de “biz” de o kadar güzel ki, öyle fazla da ayrı kalamayız zaten…

Biraz dinleneceğiz demiştik; yani aslında “demleneceğiz” daha doğru sanki.

Görüşmek üzere

Istanbul Elsewhere, 6 Ekim 2025

Follow us on Instagram

Follow

Istanbul Elsewhere YouTube Channel

Watch our latest picks from Youtube

Sign up for our Newsletter!

Form Embed

Sign up for our newsletter to uncover the latest Istanbulite experiences, flavours, and gatherings!

By signing up for our newsletter, you agree to receive emails from us. We value your privacy and handle your data in accordance with the UK GDPR. You can unsubscribe at any time.

Istanbul Elsewhere on Instagram

Follow